15 Nisan 2013 Pazartesi

Kısa bir mola.

İşin aslına bakacak olursak kendisiyle konuşan insanların tamamiyle deli olduğunu söyleyemeyiz. Bireyin kendiyle konuşabilecek kadar cesur olması çok önemli aslında. Çünkü sürekli başkalarının söylediklerinden etkilenmez miyiz? En basitinden bir kıyafet alacaksak bile birilerine fikir sorarız. Yanımızda kimse yoksa bile elbet satış elemanı bir şeyler söyler. Onlar genellikle satabilmek için olumlu konuşurlar orası ayrı tabi.
Kimsenin dediklerini bir kez olsun umursamadığınız dakikalara sahipseniz, o anların tadını çıkarın. Sizin aklınızdan geçenler sizin için en önemli olanlardır bana göre. Hiçbir şeyin etkisinde kalmadan hissettiklerinizi küçük bir yerde saklayın. Bir kez hissettiğiniz o muhteşem duyguları yitirdiğiniz zaman ne olursa olsun yerine gelmiyor çünkü. Biliyorum konu biraz bölük pörçük oldu ama yapacağımız bir şey yok. Şurada amatör iki cümle savuruyoruz ve size düşen de okumak. Tamam bu biraz sertti.
Şu sıralar kendimi biraz yalnız hissediyorum. Hemen kötü olduğunu düşünmenizi istemem, kendimle konuşabilmek için bolca vakit buluyorum. İnsanlara karşı ne hissettiğimi gözden geçirebilmek için çok fazla vaktim var. Meğer daha önceden başkalarını düşünmekten dolayı düşünemediğim çok şey varmış. Hep derler ya; "Az insan, çok huzur." diye. İşte tam da oralardayım şu sıralar. Kendimden bile saklamış olduğum bir çok hissi ortaya dökebiliyorum.(Hissettiğim hislerden ben bile bunca süredir nasıl kaçmışım, ne bahanelere vurmuşum kendi beynimde bilseniz aklınız hayaliniz duracak o derece okurlar.) Örneğin; duştayken herkes bir şeyler düşünür bilirsiniz, ben de önceden hep başkalarına nasıl yardımım dokunur diye düşünürdüm. "Bu şuna böyle davranıyor, dolayısıyla üzülüyor. Ona şunlar konusunda böyle şöyle desem de şu şöyle olsa" gibisinden arapsaçına dönmüş tonlarca saçmalık. Şimdiyse "Bunu şöyle yaparsam belki ucundan mutlu olabilirim. Şuna karşı bunu hissediyorum." gibisinden düşüncelerim var. Elbet bu durum sonsuza dek sürmeyecek çünkü bu biraz kalpsizliğe ve bencilliğe kaçar. 
Demek istediğim, kendinizle konuşun. Başkalarının kendinizle konuştuğunuzu bilmesine gerek yok çünkü insanlar saçma sapan yorumlar yaparlar ve canınızı sıkarlar. Kendinizden uzaklaşmanızın iyi olacağını sanmıyorum. Kendimi televizyona çıkıp sağlık programlarında öğüt veren profesörler gibi hissettim. Herkesin yoğun geçirdiği karmaşık bir süreçten sonra biraz olsun yalnız kalmaya ihtiyacı var. Kaçtıklarıyla, korktuklarıyla veya farkedeceği yeni neşelenme sebepleriyle yüzleşmeye ihtiyacı var. Farkettiğim şeyler kimi zaman istemsiz bir şekilde iğrenç idiot kelebekleri kimi zamansa ışıldayan sivri ve keskin bıçakları hissetmeme neden oluyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder