30 Eylül 2013 Pazartesi

Özledikçe Daha Çok Seversin Oysa.

Bu sefer yine duygulardan birini ele alacağım. Özlemek. İlk düşünüşte çok çirkin biri gibi geliyor. Ama daha derinlerde bu hisle ilgili bir çok şey saklı.
Bir insanı özlediğiniz zaman üzülmüş gibi hissedersiniz çoğu zaman. Hatta bazen öyle özlersiniz ki göz pınarlarınız hareketlilik kazanır. Lanetler etmeye başlarsınız. Kimi zaman bu hisse söversiniz. Farkına varmadığımız bir konu var oysa ki. Eğer siz özlemişseniz veya özlüyorsanız zamanında sizi etkilemiştir. Her ne olduysa sevmişsinizdir az bile olsa. Eğlenmişsinizdir. Bir insan, sevmediği bir şeyi özler mi? Hiç sanmıyorum.
Özlemekle ilgili en kötü şeylerden biri de bunu dile getirememektir. Öylesine içinize oturuyordur ki, etrafı parçalayasınız geliyordur. Görmek için, duyabilmek için. Garip bir şekilde hissedebilmek için. Ve ulaşamamak koyuyordur da epey. Çünkü gerekçeler öyledir. Bundan bahsedersen ona, güçsüz taraf sen olursun. 
Sadece özlemini çektiğinize değil burada ima ettiğim. Kimseye söyleyemezsiniz ya. Çünkü herkesi inandırmışsınızdır bu durumun tersini belirten hisler barındırdığınıza karşı. Beyniniz kemiriliyordur sanki. Tek başınıza kalmak istemezsiniz; çünkü aklınıza gelir. İçinizde bir yerler sanki çıtır çıtır yanan bir ateşim üstünde samba yapıyordur.
Kısacası sevgili okurlar; bu "özlemek" diye adlandırdığımız vatandaş, ne iyi ne de kötü. Afedersiniz baya karaktersiz bu şerefsiz. Siz onu ne sevin, ne de ona sövün. Olacağına bırakın gitsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder